Oruç Günahlara Kalkandır
M. Sâmi Ramazanoğlu
2012 - Temmuz, Sayı: 317, Sayfa: 030
2012 - Temmuz, Sayı: 317, Sayfa: 030
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor:
“Ademoğlunun her amel ve hareketi kendisine âittir, oruç böyle
değil. Şüphesiz ki, o benimdir. (Çünkü ben yemem, içmem, beşerî bütün
sıfatlardan münezzehim. Hem oruçta riyâ da yoktur.) Binâenaleyh ben onun
mükâfatını bol bol vereceğim. (Buhârî )
Bu hadîs-i şerîf, hadîs-i kudsîdir. Yani mânâsı Cenâb-ı Hakk’dan
lafzı da Peygamberimiz tarafından buyurulmuştur. Rasûlullah -sallallâhu
aleyhi ve sellem- bu kudsî hadîsi beyan ettikten sonra şöyle buyurdu:
“Oruçlunun sevineceği iki ferah vardır:
1- İftar ettiği zaman (Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine kavuştuğu için) sevinir.
2- Rabbine ulaştığı zaman da orucu berekâtıyla yüksek dereceye nâil olduğu için sevinir.”
*
“Oruç cehenneme karşı bir siper mâsiyetlere yani günahlara karşı
bir kalkandır. O halde oruçlu kötü söz söylemesin câhilliğe kapılmasın.
Eğer bir kimse kendisiyle döğüşür yahut ona söverse derhal iki defâ
“Gerçek ben oruçluyum!” desin. Rûhum kudreti elinde bulunan Allâh’a
yemin ederim ki, oruçlunun ağzının açlıktan kokması Allah indinde misk
kokusundan daha hoş ve temizdir.
Cenâb-ı Hakk şöyle buyurdu: Oruçlu kimse sırf Ben’im için yemesini
içmesini, şehvetini terk etmiştir. Oruç, Ben’imdir ve onun sayıya
gelmeyen mükâfatını Ben vereceğim. Halbuki diğer ibâdetlerin sevabı on
misliyle ödenir.” (Buhârî)
Ramazan orucuna sabır orucu denilmiştir. Sabrın ecri ise Zümer Sûresi 10. âyete göre hesapsız olarak verilecektir: “Ancak sabredenlere ecirleri hesapsız ödenecektir.”
Sabır lügatte, bir kimseyi bir şeyden alıkoymak, nefsi darlık altında
iken zabtetmektir. Örfte ise, nefsi aklın ve şerîatın iktizâ ettiği
vechile tutmaktır.
*
“Oruç da, Kur’ân da kula yani kendilerine devam edenlere kıyâmet
günü şefaat edeceklerdir. Oruç der ki: “Ey Rabbim, hakîkat ben onu yani
oruçluyu gündüzleri yemekten ve şehvetlerden men ettim. Onun hakkında
beni şefaatçı kıl!” Kur’ân da der ki: “Ey Rabbim, ben onu yani Kur’ân
okuyanı geceleri uykudan alıkoydum. Hakkında şefaat etmeme izin ver!”
Onların bu niyazları kabûl edilerek şefaat ederler.” (Ahmed bin Hanbel)
*
Oruçlunun dikkat etmesi gereken hususlar şu hadis-i şerifte belirtilmektedir.
“Oruç sadece yemekten içmekten vesâireden kesilmek değildir. Kâmil
ve sevaplı oruç ancak faydasız laftan, boş vakit geçirmekten kötü
söylemekten nefs-i emmârenin bütün temayüllerinden de vaz geçmektir.
Şayed biri sana söver, yahut sana karşı câhilce herhangi bir harekette
bulunursa kendi kendine “Gerçek ben oruçluyum, gerçek ben oruçluyum!”
de, sabret!” (Hakîm, Beyhakî)
*
“Bazı oruçlular vardır ki, kendisine âit olanı açlıktan başkası
değildir. Nice kâimler yani gece ibâdet eden, teravih namazı kılan
kimseler vardır ki, kıyâmından kendisinin olanı uykusuzluktan başkası
değildir.” (Ahmed bin Hanbel)
*
“Her şeyin bir zekâtı vardır. Cesedin zekâtı da oruçtur.” (İbn-i Mâce)
Zekât dış bakımından malda bir azalmadır. Fakat hakîkat ve mânâ
îtibariyle berekettir, artıştır. Oruç da böyledir. Zekât lügat
bakımından temizlemek mânâsınadır. Nasıl zekât, elde kalacak malı
tasfiye ediyor, temiz yapıyorsa oruç da bünyeyi takviye ediyor
sağlamlaştırıyor. Oruç , hiçbir benzeri bulunmayan en faydalı ve en
büyük bir ibâdettir.
Oruç bünyeye sıhhat verir. Nefsânî ve kötü temayülleri kırar. Kalbe safâ bahşeder. Nihâyet mü’mini Allâh’ına yaklaştırır.
(Ramazanoğlu Mahmud Samî, Musâhabe-5, s. 84-90
alinti.. www.altinoluk.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder